Ok.
Uzun zaman sonra çok önemli bazı şeyler anlatmam gerektiğini hissederek merhaba. Bundan on küsur sene önce, çoktan unutulup gittiği için adını şu an hatırlayamadığım bir ''uzman'' vardı. Hemen hemen her sabah televizyonda, derinden gelen kemik bir yüz ifadesi ve kendine has yıkıcı bir üslupla ebeveynleri, yani maalesef ama ilk anlamıyla anneleri, yaptıkları sonsuz yanlışlar konusunda bilgilendirip dururdu. Şaşkınlıkla mum gibi oturup izlerdim. İzledikçe, hissettiğim annelikten, çocuğumdan ve hayatımızdan uzaklaşıp çok başka bir yere, bir ütopyaya doğru gittiğimi, ama tabii ki tam gidemediğimi, gerçek hayatın beni bir noktada tabii ki yeniden içine çektiğini, savrulup dururken sadece, sadece halledilemez boyutta suçlu, berbat, hiç doğurmaması hatta hiç doğmaması gereken biri gibi hissettiğimi öyle iyi hatırlıyorum ki. Oradan kaçmaya değil, orada kalıp sorun her neyse bir şekilde çözmeye acilen ihtiyacım olduğunu, tüm bu şeyin çok kısa bir sürede garip bir hızla var olduğ