Söndürün Hoca Geliyor


Son senelerde sigarayla alakalı olarak geliştirilen yasal disiplini, sigara içen biri olarak destekliyorum. Bu silkinme haline hayranım. Ortamın sigara içmeyen kişisi, sigara içenin keyfi için rahatsız olmamalı, elbette.

Ve bence de sigaralı ve sigarasız alanların ayrılması gayet makul bir çözüm. Son olarak parklarda sigara içmenin yasak olduğunu duyduğumda vay be demiştim, çok iyi iş. Kaydıraktan kayan çoluk çocuğun önünde, yakışıksız bir şey çünkü.

Öte yandan bu yasal düzenlemeler, kişisel bir hizaya gelme halini de doğurdu. İnsanlar mevzuya ancak bu vesileyle aydı sanki. Yani mesela, artık genel olarak evin içinde değil balkonda hallediliyor bu iş. Bundan on beş sene öncesini çok net hatırlıyorum. Annem, babam ve tanıdığım sigara içen tüm yetişkinler her yerde özgürdü. Bir evin salonunda, çocukların yanında pekala sigara içilirdi. Ne fena. Daha önceleri otobüslerde bile içiliyormuş, o kısmı düşünemiyorum.

Kısacası mis gibi bir disiplinimiz oldu. Çok güzel oldu.

***

Kamu spotu kasmayacağım. Sigaranın sağlığa ne derece zararlı olduğunu sokak lambaları bile biliyor. Ve bana kalırsa konu tam da burada kapanır.

Ama bugün bu mevzuyla ilgili korkunç bir yazıya denk geldim. Yazarı tanımam, kimdir nedir bilmem. Kuru muhaliflik gibi bir maksadım yok. Sokakta geze geze sigara içtiğim de yok. Sadece benim bir kalbim var ve bazen hayretinden çat diye kırılıyor. Sözlerim oradan sızdığı için derin bir mânâ içeriyor.

Yazı, sigara içmenin caiz olmadığıyla ilgili bir fikir beyanıyla başlamış. Ve örtülü kadınlara hiç yakışmadığını belirterek devam etmiş. Örtülü kadın kısmını okuyunca, amacı ve neticeyi de anladım.

Sigara, başörtülü kadınlar için edebe aykırıymış. Yani diyor ki, başı açık kadının edebine aykırı değil. Çünkü belki de başı açık kadının edebi yoktur. Belki onu ahlak dersi verecek seviyede görmüyordur.

Örtülü bir kadının göstere göstere sigara içmesi, kendinden farklı olanlara, yani başı açık kadınlara şöyle bir mesaj veriyormuş:

”Siz benim örtülü olduğuma bakmayın. Benden ümidiniz kesmeyin. Sizinle paylaşacak daha çok şeyim var.”

Bu cümleler benim evrenimde ciddi manada tüyler ürpertici. Korkunç Ve ilk sorum şu:

”Göstere göstere” kısmının alt metni nedir? Yani tamam, diyelim ki caiz değil. Asıl mesele caiz olmayan bir şeyin göstere göstere yapılması mı? O vurgunun manası nedir? Göstermeden yapılınca caiz mi olmuş oluyor ki, o kısım özellikle belirtilmiş?

İkinci sorum:

Sigara içen kadın örtünün hakkını veremediği ve edebe aykırı hal içinde olduğundan mı, kendinden farklılarla paylaşacak çok şeyi oluyor? Edepli olup hakkını verseydi, başı açık kadınla paylaşacak hiçbir şeyi olmayacak mıydı? Böylelikle iki edepsiz eşitlenmiş mi oldu?

***

İlerleyen satırlarda ”Önce edep. Bizim geleneğimizde kadın sigara içmez.” cümlesini okuduktan sonra, edepten mahrum olan insanların zamanla iğrençleştiğini de öğrendim. Aynen bu cümlelerle öğrendim. Zaten bu yazının öncesinde, edeple ilgili en ufak bir fikrim yoktu. Çok büyük bir ihtimalle ahlaksız bir yaşam sürüyordum ve farkında değildim. Sonra dakikalar içerisinde baştan aşağı arındım ve edeple donandım. O kadar çok teşekkür ederim ki hayret edersiniz.

Örtülü bir kadın olarak bu şekilde devam edersem, zamanla edebimi yitirip iğrenç biri olmaktan çok korkuyorum. Artık sigara içmek yerine, kırıp dizimi edebimle oturacağım.

Bundan sonra başı açık kadınlarla hiçbir şey paylaşmayacağım. Beni aramayın, numaranızı siliyorum. Blogu da kapatıyorum; çünkü bizim geleneğimizde kadın blog da yazmaz. Blog yazan kadın kendini afişe ediyordur ve zamanla iğrençleşir. Blog yazmayan kadınlar blog yazanlara bakmasın. Hatta şöyle yapalım, elimiz değmişken herkes birbirinden ümidini kessin. Neticede hepimiz bir şekilde edepsiziz.

Değerlerimiz, inançlarımız, öğrenmeye, bilene danışmaya, tecrübeye karşı ilgimiz yok. Daha ziyade bir ahlak bekçimiz olsa müthiş olur. Bunu kim sevmez? Kontrolsüz ağızlardan saçılan nasihatler kimin kalbine tesir etmez ki?

Bu cümleler ötelemekten öte bir mantıkla dizilmemiş. Azıcık öte gidin kardeşlerim. Önünüze dönüp sessizce oturun ve beni konuşturmaya çalışmayın. Aramızda fısıldaştığımızı duyarlarsa hepimizin kağıdını alıp basarlar sıfırı.

Sonra halimiz ne olur!

 ***

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İyi Gün Anneleri Ve Kederli Brunch Partileri

Ok.

Akşama Kadar Ne Yapıyorsun Ki/İyiyim Oturuyorum