Duydum Ki İzdivacıma Kastediyorsun Etme
Güüüü- naaay- dııınnn!
Gününüz aydın olsun.
Bakmayın böyle pozitif pozitif yaptığıma. Yapım ekibime (ekip sadece benden oluşuyor), işime ve seyircime olan saygımdan sebep yıkılmadım ayaktayım bacım. Rabbime şükürler olsun. Fakat Seda Sayan’la ilişkisi bittiği için yeni başlamış televizyon programı apar topar yayından kaldırılan Nihat Doğan kırıklığı var üzerimde, inkar etmeyeceğim.
Canlı yayında motosikletten düşmüş Bülent Serttaş kadar yorgunum.
Yine de tüm doğruları dobra dobra anlatacağım. Çünkü yetmiş beş milyar Türkiyemin, doğruları dobra dobra söyleyen birine ihtiyacı var. Bu halkı size yedirmem. Siz kimsiniz be?
***
Sene olmuş 2017, insan hâlâ hayret ediyor. Neden böyle oluyor derseniz, mantıklı bir cevap veremem açıkçası. Çünkü bence de neden böyle oluyor? Yani ne gerek var durduk yere?
Birkaç gün evvel, saç rengi sürekli değişen bir kadın arkadaşın yürek burkan ibret dolu serzenişine denk geldim, hasbelkader. Nasıl desem, içim titredi. Sonsuz merhamet ve bir miktar kendinden utanmanın eşlik ettiği ruh halimle, göz pınarımdan elmacık kemiklerime yaş saldım istemsiz. Sonra aylaynırımı ve haylaytırımı bozmamaya özen göstererek gözyaşlarımı silip toparlandım. Çünkü show must go on.
Elbette magazin takip etmiyorum, cahil cahil konuşup insanları zan altında bırakmayın. Tamamen tesadüf şeklinde vuku buldu durumlar. (Havalı cümle kasmaktan sıtma tuttu)
—
Biliyor musunuz bilmem ama, yegâne kaygısı yetişkin bireyleri bir araya getirmek, hayra vesile olmak, eh bu yolla birazcık da sevap kazanmak olan bir takım özgün içerikler var televizyonda. Denk gelmiş olmanızı umarak devam ediyorum çünkü oldukça keyifliler.
Son derece etik ve kuralcı çizgide ilerleyen bu yapımlar için, bir süredir can sıkan söylemler var yalnız. Nedenini hiç anlamadığım şekilde rekora varan şikayetler birikmiş, içeriğin tamamı yasaklanacakmış. Şaşkınım. Kınıyorum. Eyleme dönüşecek olursa, kendimi attığım ilk televizyon programında dilimi dürüm gibi sarıp ısırarak kafamda bardak kıracağım. Buradan, izleyenlerime delikanlı sözü veriyorum.
—
Ayrıca programların hoşa gitmeyen kısmı nedir, tam olarak anlamış değilim. Yani bu zamansız ve yersiz girişim neden? Ucuza gelsin diye akşam pazarından aldığımız portakala eşlik eden tatlı eğlencemizden ne istiyorlar? Benim halkım ne izleyecek?
Bizi geç,
Titreyen sesiyle halini arz etmeye mecbur bıraktığınız o sunucu kadından ne istiyorsunuz? Bir ayda birkaç yüz bin liradan başka ne talep etmiş olabilir? Canınızı mı istedi? Kime ne zararı vardı?
Tam da programların yasaklanacağı kesinleştikten sonra, neden onun onuruyla oynadınız? Neden aniden aydınlanıp inandığı değerlerle çeliştiğini fark ettiği için, hür iradesiyle geri çekilmeye mecbur bıraktınız?
Üstelik kaçırdığınız bir nokta var. Aldığı para onun umurunda bile değil. Parayı elinin tersiyle itip gururla ufuk çizgisinde kaybolabilecek biri o.
O bir Hababam Ahmet.
—
Sayın hükümet ve sevgili Rtük! İnsanların ekmeğiyle, macaronuyla, cookiesiyle oynamak bize yakışmaz. Kültürümüze ters bir kere. Değerlerinizden ne çabuk vazgeçiyorsunuz.
Songül Karlı vizyonuna son derece ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, böylesi bir hamlenin çok talihsiz olacağı fikrindeyim. Umarım derin bir silkelenmenin ardından toparlanıp kendinize gelirsiniz.
***
Bir başka endişemi dile getirmem gerekirse, ki kati surette gerekiyor; bu girişimin uzayıp başka kollara yayılacağından korkuyorum. Kişisel hissimi baz aldığımda, toplum olarak da kaldırabileceğimizi düşünmüyorum çünkü.
Ben ince ince irdeleyeceğim; fakat sizi de kendi nabzınızı tutmaya davet ediyorum. Böylelikle otomatik olarak halkın nabzı tutulmuş olacak. Bu, önemli bir kıstas. Hatta, belirleyici unsur. Yavaş tutun yalnız, kangren mangren olmayın benim başıma.
***
♥ Ben ”Nasipse İnşallah Yavrum Ya” formatı altında, bir haftada 12 kişiye duyulan aşka olan saygımın, her biri erkekliğin kitabını yazmış adam gibi adamların, rejiden gelen direktif doğrultusunda ağlamaya başlayınca moraran aşka aşık kadınların hayatımdan kayıp gitmesine razı olamam.
Böyle bir şeye kimse razı olmaz. Delirmeyin.
♥ ”Merhaba Ben 3 günlük Evliyim, Bakın Bu da Fon Perdem” formatı altında, beş taşla evlilik teklif ettirme tüyoları, çeyiz serme, evlilikte mutluluğu yakalama, dekorasyonda son trendler gibi bilim dallarına olan ilgimi yitirmek istemem.
Doğruyu söylemek gerekirse kimse istemez.
♥ ”Ay Anlatmazsam Şişerim Valla” formatı altında, büyük usta Neslişah Alkoçlarla ilgili düzenli malumat alamazsam, güne sağlıklı başlayamam.
♥ Sövrayvıy olmasa, her koşulda hayata tutunup mücadele edecek gücü kendimde bulamam. Ayrıca Tülay kocasına geri döndü mü, İbrahim Erkal’ın akıbeti nedir, İkbal Gürpınar böyle pasta yapmayı nereden öğrendi, sen üş milyar yedi yüz elli milyorla sen ne yaptın feci merak ediyorum.
Tüm bunlar yaşanmamış gibi, arkamı dönüp gidemem.
Kimse gidemez.
Yitirmeye hiç ama hiç alışık olmayan bir toplum olduğumuz için, yeni bir sarsıntıyı kimse kaldıramaz. Özetle, buna hazır değiliz.
Her şey anlaşıldıysa kumandayı verip televizyonun önünden çekilir misiniz lütfen?
Her an herhangi bir dizim başlayabilir.
Teşekkür ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder