Beni Çekemiyorsunuz Kızım
İnsanlar ne kadar garip di mi?
Dikkat ettiyseniz kediler falan o kadar garip değil mesela. Yürüyor, duruyor, elini kolunu yalıyor ve gidip uyuyor. Bunda ayıplanacak bir şey yok. Ağaçlar yeşil, orkide de bir çiçek nihayetinde. Bize gelince, suda yaşamayı balıklara, ormanda koşmayı ceylanlara, serin yaz akşamları ağaç tepesinde uyuklamayı kuşlara kaptırdığımız için, payımıza yalnızca saçmalamak düşmüş gibi bir hayat.
***
Çevremde, herkesin çevresinde olduğu gibi bir çok acayip insan var. Ama şu noktada katiyen isim vermemem gerekiyor. Çünkü hem kimseyi umursamadığını bağırıp hem habire birilerine laf sokmak, bu tür bir bilim dalı. İsim vermek yok, hatta kafanda belli bir isim olmasa da olur. Bunun ilmi de buymuş. Felsefenin özünü anlayıp gelişine gelişine öyle bir vuracaksın ki, herkes hizaya gelecek. Kim varsa işte. Kardeşim beş tane mi beynin vardır nedir, bu nasıl bir üstün üstün zekalanmak?
Acayip insanlıkta zirve olan kendimden başlayayım.
Ben!
Harika biri olmama rağmen kendimi övmeyi sevmem mesela, sizce de çok garip değil mi? Başka biri bu kadar harika olsa yanmıştınız, ben lafını etmem. Her şeyden önce herkesten daha güzelim. Bilhassa uykudan yeni uyandığım vakit, olur da yanlışlıkla aynadaki suretimle göz göze gelirsem, ışık gözümü alana kadar tam bir beyaz kuğu görüyorum. Biri görse bu kız niye böyle ışıldıyor diye endişelenip üzerime su atar. Bu nasıl bir uğur uğur ışıldamak?
Bilmediğim konu yok. Bana kalırsa bir insanın bilmediği bir şeyler de kalmalı, ama benim yok. Siyasetten feci anlamakla beraber, felsefî akımlar ve antropolojiye ölümüne hakimim masum bey. Beynimin bir tarafı integral denklemlerle uğraşırken, diğer tarafıyla ısıyı fahrenayt olarak ölçüp santigrat olarak bildirebiliyorum. Ortada kalan boşlukla da, Fahrenayt Evcen ve Santi Gıratfırt gibi bilim insanlarını layklıyorum. Hal böyle olunca espriye IQ kalmıyor. Neyse ki kusunca kendime geliyorum.
—
Elimden gelmeyen bir işe henüz rastlamadım. Her gün sabahın ilk ışıklarıyla kızımı göğsüme, oğlumu sırtıma bağlayıp halıları ve geri kalan her şeyi yıkıyor oluşum mahalleli tarafından büyük beğeni toplar. Ve sırtına bağlamak evet. Çünkü onlardan bir an olsun ayrılamıyorum. Ah Allahım sanki öleceğim. Ayrılığı göze alıp duşa giremedim mesela yirmi sekiz aydır. Uyumasınlar diye sabaha kadar yapmadığım iş yok. Yine de uyuyorlar. Hele küçük olan öyle bir uyuyor ki, hasretten göz altı morluklarım aldı yürüdü. Kocam çocukları alıp parka gitmeyi teklif etmez, edemez. Çünkü bilir ki benim çocuklarımı benden ayırıp parka götürmek istese, bu evlilik o gün biter. Anneliğime daha fazla girmeyeceğim; çünkü Türk dili ve edebiyatı o boyutta değil. Zaten sizin de bir an önce yetinmeyi öğrenmeniz gerekiyor.
—
Öğle vakti geceden ıslattığım ansiklopedileri rendeleyip üzerine nane yakar, akşam yemeğinden sonra da maddenin en küçük yapı birimiyle ilgilenirim. Maddenin en küçük yapı birimi, çaydır. Çaydanlığı devirmeyen ne bilsin?
Kafam zehir. Çabucak anlarım. Vaktim varsa, leb demeden İç Anadolu bölgesinin iklim ve bitki örtüsü hakkında iki cilt kitap yazarım. Kısıtlı zamanlarda metinleri kopyala yapıştır yapıyor, yazılmışı repost ediyorum. Genelde vaktim yok. Lütfen leb meb demeyin, sizi kaşla göz arasında üzülerek ezmek zorunda kalırım. Hoş olmaz.
En büyük dava insanı ben olduğumdan, en havalı cümleler bende. İdeolojilerim boyumu aştığı için çoğunun başlığından öte malumatım yok, ama yine de bende. Her şeyim var ayol. Ne beğensem kocam alıyor.
Başıma ne geliyorsa tevazudan gelip saatlerce oturur. Herkesi kendim gibi bilip de susar, ne çekiyorsam iyi niyetimden çekip anında feysimde paylaşırım. Herkes beni kıskanıyor; çünkü seven kıskanır. Beni karıncalar bile sever.
Dünyanın geri kalanı bostan patlıcanları için yaşasa da, ben onuru için yaşayan bir kadınım. Siz gratiste cilt tonunuza uygun haylaytır seçmeye çalışırken, ben sabah akşam beşer dakikadan üç set, haksızlığa gelememekle meşgulüm. Bu insanlık tozla şişmiyor.
Yakaladığım her fırsatta duyar kasıp insanlara ayar veririm. Ayarlar kısmından dil seçimi yapabilirsiniz, kaç dil bildiğimi bir noktadan sonra sayamadım.
İnsana en çok saygıyı ben duyar, insan haklarını en iyi ben savunurum. Diğerleri kim oluyormuş saçmalamayın hepsini döverim.
Saatlerce kavga ettikten sonra da bir an suskunluğum asaletimden oluyor. Ben bile anlamıyorum siz nasıl anlayacaksınız?
***
Tüm bu şartlar altında herhangi bir konuda haksız olduğumu veya yanıldığımı, yanlış yaptığımı, hele hele saçmaladığımı düşünüyorsan beni çekemiyorsun demektir. Kıskanıyorsun kızım, itiraf et. Başka işiniz yok durup durup beni konuşuyorsunuz. Ben sanki bilmiyorum. Hepiniz hayransınız, hepiniz benim gibi olmak için geberiyorsunuz. Neymiş ben kendini beğenmişin tekiymişim. Allah Allah? Bende olan sende olsa aynaları yalarsın be, yürü hadi yürü uğraşamam, git tipine bak, ay hala konuşuyor ağzını yırtarım senin bak.
Dua et kaliteli kadınım da ağzımı bozmuyorum. Zaten sana ayıracak vaktim yok, çok meşgulüm.
(Feysbuka girip”İnsan, dilinin altında gizlidir.”/ ”Her lafa verecek cevabım var; ama lafa bakarım laf mı diye!!!”/ ”Kıskanırlar azizim kıskanırlar…”/ ”İt ürür, kervan yürür!” sözlerini “anlayanaaaa” notuyla peş peşe paylaştıktan sonra, sönen hırsına sarılarak uyudu.)
***
Size, sindiremediği değerler sahici görünsün diye habire bağırmak zorunda hisseden canlı türü yaptım.
Emeğime yüreğime sağlık, ne kadar da büyümüşüm, yolda görsem tanımam.
Yorumlar
Yorum Gönder